Prijevod od "samo od" na Turski


Kako koristiti "samo od" u rečenici:

Uglavnom kada mašina nam da broj, imamo samo od 24 do 48 sati prije nego se nešto desi.
Genellikle makine birisini gösterdiği zaman bir şeyler olana kadar, yirmi dört ile kırk sekiz saat zamanımız vardır.
Zarađujemo im 11, 5 milijuna godišnje samo od ruma u ovom jebenom policijskom gradu.
Bu siktiğimin köy kasabasında yılda sadece romdan dolayı 11.5 milyon dolar kazanıyoruz.
Ništa se ne događa samo od sebe.
Hiçbir şey kendiliğinden olmaz. Biz yaparız.
O, vladanje se ne sastoji samo od toga da stalno provodiš svoju volju.
Kral olmak, her istediğini yapmaktan fazlasını gerektirir.
Onaj luđak koji me nazvao mogao je saznati samo od tebe.
Bana telefon eden o sapık, seninle konuşmuş olmalı.
Zarade 1, 4 milijarde dolara godišnje samo od Denoxina.
Yılda sırf Denoxin'den 1, 4 milyar dolar kazanıyorlar.
Pokušavam ne biti, ali dogodi se samo od sebe.
Yakışıklı görünmemeye çalışıyorum ama hep oluyor.
Počnimo samo od početka, gospodine McCall.
Şimdi şu hikayeyi baştan bir daha dinleyelim Bay McCall.
Klaus nam je ponudio slobodu ne samo od boli koja dolazi s prijelazom, ali i od prijezira s kojim smo suočeni cijeli život.
Klaus bize özgürlük vaad ediyordu. Sadece dönüşürken çektiğimiz acılardan değil aynı zamanda hayatımız boyunca yaşadığımız aşağılanmadan kurtaracaktı.
Da li je Hant živ ili mrtav zavisi samo od njega.
Hunt'ın yaşayıp yaşamaması tamamiyle kendisine bağlı artık.
Reci mi ako griješim, ali Kolson nije krio specifičnosti Teta protokola samo od tebe.
Eğer yanılıyorsam söyle fakat Coulson senden sadece Teta Protokolü'nün detaylarını saklamadı.
Ali carstvo koje se sruši samo od sebe, mrtvo je, zauvek.
Ama içten çöken bir devlet ölür. Sonsuza dek.
i onda ste uzeli još pitanja, ali samo od muškaraca." I pomislila sam u sebi,
ama sonra iki soruyu daha yanıtladın, sadece erkeklerin sorularını." Kendi kendime,
Već smo govorili ranije -- onaj divan govor Wade Davisa o raznim kulturama ljudi diljem svijeta -- ali svijet se ne sastoji samo od ljudskih bića, tu su također i druga životinjska bića.
Daha önce konuşmuştuk- Wade Davis'in dünyadaki farklı kültürler ve insanlar hakkındaki harika konuşması- ama dünya sadece insanoğlundan oluşmuyor, başka hayvanlar da var.
Bili su muškarci, žene, mladi, stari -- ne samo iz vojske; iz različitih organizacija, mnogi od njih prepuni detalja samo od rukovanja.
Erkek, kadın, genç ve yaşılardan oluşuyordu -- sadece ordudan değil bir çok farklı organizasyondan gelen insanlar, birçoğuyla sadece el sıkışmıltık.
Ako se sjećate Hladnog rata, bila je to vrlo teška igra, ali stabilna i igrana samo od strane dva igrača, što je donekle dopustilo koordinaciju između dvije supersile.
Soğuk Savaş'ı hatırlıyorsanız, çok zor bir oyundu, ama yalnız iki oyuncu tarafından oynanmış dengeli bir oyundu, ve iki süper güç arasında biraz koordinasyona imkân verdi.
Pretpostavimo da se grejpu sastoji samo od atoma dušika, što nije u potpunosti istina, ali postoje atomi dušika u grejpu.
Greyfurtun sadece nitrojen atomlarından oluştuğunu düşünelim, ki bu bütünüyle doğru değildir, ama greyfurtun içinde nitrojen atomları bulunur.
Ne samo od središnje uprave, gradske uprave, provincijske uprave do najmjesnijeg okruga veličine susjedstva.
Sadece merkez hükümetten değil, şehir ve ilçe yönetimlerinden, en yerel mahalle bölgelerine kadar.
Mi to samo stavimo sa strane, u kut i pretvaramo se da nije tu i da će se riješiti samo od sebe.
Bu konuyu kenaya itiyoruz, bir köşeye koyuyoruz, sanki orada değilmiş gibi davranıp kendi kendini düzeltmesini umuyoruz.
Ali svi znamo da društvena promjena neće doći samo od saznavanja više informacija, već od djelovanja s njima u skladu.
Ama hepimiz biliyoruz ki sosyal değişimin kaynağı sadece daha fazla bilgi sahibi olmak değildir. ama o bilgi ile ne yaptığınızla alakalıdır.
To je nešto što će procvasti samo od sebe.
Bu kendi kendine büyüyecek bir şey.
Godine prolaze i pisanje se ne događa samo od sebe, kao što vam pokušavam ovdje prikazati.
Yıllar geçer, tabi ki, ve yazı, birden bire oluşmaz, bunu size burda TED'de aktarmaya çalıştığım gibi.
Nakon 30-ak sekundi samo od sebe se redefinira i onda imate novi niz slova i nove opcije rješenja na raspolaganju.
30 saniye sonra harfler yenileniyor, siz de yeni kelimeler türetmekle uğraşıyorsunuz.
Nalazi se na X kromosomu. Stoga, možete ju naslijediti samo od svoje majke.
X kromozomunda yer alıyor ve bu yüzden bunu yalnızca annenizden alabiliyorsunuz.
. A što se tiče sina, on X kromosom nasljeđuje samo od majke
Ancak erkek çocuk yalnızca annesinden X kromozomu alır
Zato su počeli razmišljati, „Možemo li napraviti inkubator za dojenčad sastavljen samo od automobilskih dijelova?“
Bunun üzerine, Prestero'nun ekibi şunu düşündü: "Tamamı araba yedek parçalarından oluşan bir inkübatör imal edebilir miyiz?"
Ta pedesetogodišnjica neka vam je jubilejska godina: nemojte sijati, nemojte žeti što samo od sebe uzraste niti berite grožđe s neobrezane loze.
Ellinci yıl sizin için özgürlük yılı olacak. O yıl ekmeyecek, ürünün ardından süreni biçmeyecek, budanmamış asmanın üzümlerini toplamayacaksınız.
Samo od preživača ili od životinja s razdvojenim čaporcima ne možete jesti ove: devu, arnebeta i svisca. Te, naime, iako preživaju, nemaju razdvojenih papaka; neka su za vas nečiste.
Ancak geviş getiren, çatal ve yarık tırnaklı hayvanlardan etini yememeniz gerekenler şunlardır: Deve, tavşan, kaya tavşanı. Bunlar geviş getirir, ama çatal tırnaklı değildir. Sizin için kirli sayılırlar.
Samo, od prošlosti ne ostade ni spomena, kao što ni u budućnosti neće biti sjećanja na ono što će poslije doći.
Geçmiş kuşaklar anımsanmıyor, Gelecek kuşaklar da kendilerinden sonra gelenlerce anımsanmayacak.
3.0038590431213s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?